13 Eylül 2012 Perşembe

Koca Çınar



Şu nu dinleyerek okursan daha etkili olabilir,bence .

Sahildeki çay bahçesinin ortasından yükselen koccaman asırlık bi çınar olmak isterdim.Çeşit çeşit insanları kuşbakışı inceleme fırsatım olurdu.Ne muhabbetler dönerdi kim bilir.Kimi çıtır simit-çay-sigara efsane üçlüsünü hayatın bütün zorluklarına inat ''Yurdum insanının ülkeyi kurtarma politikası'' eşliğinde tadarlar.Sinirlenirler bunlar iki günde bir gazetelerdeki moral bozucu haberlere.''Yine mi şehit !...'' diye iç geçirirler.Elinin tersiyle gazeteye iki vururlar.Sesini de yan masadakilerin duyması için iyice yükselterek ''Allah belasını versin bunların !...'' diye yakınırlar.Kimi piposu ağzında İstanbul beyefendileri yakın gözlüklerini takıp pazar gazetelerinin hepsini yavaş yavaş okuyuverirler.Kimi ise saatlerce istifini bozmadan boğazın seyrine dalar,elindeki simitten bi parça havaya doğru attığı sırada ''keşke''lerle başlayan onlarca cümleyi martılarla paylaşır.Çırak Osman ''tazeliyim mi abi'' der,duymaz dalgın adam,martıya odaklanmıştır,''Nerede yanlış yaptım aabi ben'' diye iç geçirir.Dalgın adam,vapurun iskeleye yanaşmasını izler.Vapurun kenarındaki lastiklerin iskeleye  sıkıştığı zaman çıkan sesini dinler elindeki kuşburnunun dibindeki kalanı yudumlarken.İnsanların koşuşturmalarını,geç kalanları,vapura binemeyenleri,bu yüzden işe yetişemeyeceklerin suratlarındaki endişeli ifadeyi izler.Dalgın adamın eline sihirli bi değnek versen ve tek dileğin ne diye sorsan '' O ''günden öncesine dönmeyi ister.Bazen de asortik,cafcaflı yerleri sevmeyen,Ceren'e yaranmak uğruna ''Starbucks'ta buluşalım aşkımmm,2 karamel macchiatoya 20 lira bayılıcam sırf sana yaranmak için ehehe '' diye düşünmeyen sade çifte kumruların durağı olur burası.Geçerler hep oturdukları deniz kenarındaki masaya.Bütün o gösterişten uzak,sofra bezi tarzı kareli masa örtüsünün üzerinde elleri birbirine kenetli,yüzlerde birbirlerine deli gibi aşık olduğunu belli eden eşsiz bi tebessüm,çaylarını yudumlarlar.Herhalde en fazla da soğuk fırtınalı günler sıkıcı geçerdi.Kimseler uğramazdı bahçeye.Hem martılar aç kalırdı o gün,hem de simitçi Hasan amca.Yağmur diner,masaların üzeri solmuş sarı yapraklarımla bezenirdi.Galiba en sevdiğim koku da yağmur yağdıktan sonra köklerimden aldığım o eşsiz toprak kokusuydu.Rüzgar diner,çırak Osman eline odun süpürgeyi alır,hayat tekrar normale dönerdi.


             Önemli olan düştüğün zaman tekrar kalkabilmen,önemli olan çırak Osman gibi her defasında eline süpürgeyi alıp ''Hadi bismillah''diyebilmen,
önemli olan dalgın adam gibi yaptığın hataların farkına varıp ders alabilmen,önemli olan dedesinin yanında Allah,Merve'lerin yanında ona yaranmak uğruna Tanrı diyenlerden uzak durabilmen,önemli olan,kendi egolarıyla yapmış olduğu savaşı kaybedenlerin senin yapmakta olduğun savaşı kaybettirmelerine fırsat vermemen,önemli olan gecenin köründe ''Burcu beni bıraktıı ,ölmek istiyorummm ühühühü'' diye salya sümük ağladığında,o gece dünyanın dört bi yanında açlıktan uyuyamayanların ağladıklarını gözünün önüne getirip haline şükredebilmen,önemli olan bi espri yapıp 2 kızı etkilicem diye değerlerinden,ödünlerinden vazgeçenlerden olmaman,önemli olan ne acı çekersen çek,ne yaşarsan yaşa,ne kadar yenilirsen yenil,ne kadar başarısız olursan ol,ne kadar kaybedersen kaybet,hayatın yaşamaya değer olduğunu bilmen,gerisi mi ?Gerisi boş küme ..






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder