22 Ağustos 2012 Çarşamba

Ege'nin Karnı Acıktı !...






               Meraba.Beni durmadan öpen onlarca kişiden duyduğum kadarıyla sanırım adım Ege.1 yaşına yeni girdim ve hala yürüyemiyorum.Erkenden uyumazsam bazı akşamları gördüğüm,kirli sakallı adam sanırım benim babam,bi nevi dış işleri bakanım.Mamamı ve diğer ihtiyaçlarımı o gideriyo.Bir de evde bütün gün beraber takıldığımız biri var ki o da annem,yani içişleri bakanım.He bi de ablam var Zeynep,bi başka deyişle Pepee seven kız.Ailem önce ''anne''mi yoksa ''baba''mı söylicek diye iddaaya girdi.O yüzden onları söylemiyorum onlara inat .Beklesinler bi süre.İlk söylediğim ,Eskişehirspor'lu Dede oldu,sonra Real Madrid'li Pepe'yi söyledim zar zor.Kaka 'yı sevmiyorum yaa,eski formunda değil söyleyesim gelmiyo onu.Eski Samsunspor'un kalecisi vardı Agu diye.Kolay ama o da çok çocukça be abi,geç onu.

              Gündüz bütün gün evde Feriha,Doktorlar,Arka Sokaklar gibi saçmasapan diziler,kadın programları ve Zeynep ablamın yemek yediği vakitlerde de Pepe ve Caillou gibi çizgi filmler izlemek zorunda kalıyorum.Babam da akşamları genelde maç veya futbol programları izliyo,uykum gelene kadar da onunla takılıyorum.Bence hepsi zevksiz ,en güzeli reklamlar abicim.Ben reklamlarda yemek yiyorum.Bunu anneme belli etmek çok zor oldu ama sonunda başardım.Ne zaman bana yemek yedirmek isteseler ,reklam açmak zorundalar.Bana soracak olursanız dünyanın en büyük icadı emzik ,onsuz bi gün bile geçiremem sanırım .Arada bi bizim eve gelen başka kişiler de var .Onların kim olduklarını bilmiyorum,tek yaptıkları ''aşkım,bitanem,meleğim,fındık,fıstık ,prenses'' gibi terimler söyleyerek beni havaya atmaları .Ya sakalı olanlara ne demeli.Arkadaş bicimcecik çocuğum ,biraz dikkat etsene ,yalap şalap öperken hayvan gibi abanmasan şu yanağa.20 defa cetvel yiyen yaramaz çocukların elleri gibi kıpkırmızı oluyo yanaklarım.Yapmayın abiler,insan gibi öpün şu yanaklarımı.Sakallıların biri de Murat heralde ,çok sık gelir bize.Kucağına alır beni .Havaya atar,''Fındık'' der bana.Ne fındığı lan .İsmim var abi benim.Fındık ne ?Dikkat edin laflarınıza.Ne zaman ufacık bi ''pırt'' yapsam hemen ''Abla bu altına kaçırdı heralde''diyo.Yaa arkadaş hiç mi osuramıcaz hacı !...Koskoca adam otobüste yapıyomuş bunu.Bırak 1 yaşındayım rahat rahat işimi görüyim.Durmadan ispiyonlama beni .Bana her geldiğinde çikolata falan al ,görevin bu senin .

             Ev kalabalık olunca ayrı bi seviyorum ortamı.Ben ağzımda emzik etrafa şirin görünmeye çalışırken , ''Sizin kiracı naptı duruyo mu ?'' , '' Enişte Krasiç gelmiş Fener'e ne diyosun iş yapar mı? '' , '' Kabartma tozunu mu az koydum acaba abla ?'' gibi cümleleri duyuyorum etraftan.Ne zaman benimle ilgilenmelerini istesem ''Aaaaa blaaa blaaa blaaaa '' diye bağırarak birilerinin dikkatini çekmesini sağlıyorum.Dişlerim kaşındığı için salatalığı çok seviyorum.Geçen gün yine salatalık yiyorum kanepede(yemeye çalışıyorum demek daha doğru sanırım) ,elimden düşüyo kanepenin ucuna.Aslında oraya uzanmam tehlikeli,her an yere kapaklanabilirim.O sırada zil çalıyo.Annem kapıya bakmaya gidiyo.Zeynep zaten Pepee'yi izliyo transta top atsan duymaz.Eğilip salatalığı almak istiyorum ama dengemi kaybediyorum.Yere düşüyorum.Deli gibi bağırıyorum.Ufacık çocuk kanepeye bırakılır mı abi?Suç onlarda.İnletiyorum ortalığı.O kadar inletiyorum ki yoruluyorum artık.Gözyaşım kalmıyo o derece.Susuyorum yavaş yavaş.Benim kafam harbiden ,onların ki sesten şişiyo,buz koyuyolar kafama,şişliği alıyo biraz .Kim geldi diye bakıyorum ,bizim sakallı Murat gelmiş.''Gel gel iyi bok ettin'' diyorum ağzımdaki emziği sinirli sinirli yukarı aşağı oynatarak.Kucağına almalar,öpmeler,pişmanım ,''Küçük Emrah''  ifadeleri falan.Yer miyim ,yemem tabi.1,5 aylık ilişkisi biten,Berk'ten ayrılan Selinsu gibi trip yapıyorum bütün gün.Gitmiş bi de Bim'den çakma Cocostar falan almış fakir .İnsan orijinalini alır lan bari .
         Hee bi de çok güzel tiki kız pozu veririm üstte gördüğünüz gibi .Öptüm kızlar yanacıklarınızdan ,muck :)


18 Ağustos 2012 Cumartesi

Kayıp Çırak


Küçükken bi ara pazarda baharatçıda çalışmıştım.Kışları sadece pazar günleri bizim mahallenin pazarına,yazları ise haftanın 4-5 günü başka pazarlara giderdim.Ustamın adı Ahmet'ti.Ak sakallı çok baba bi adamdı .Beni evimden alır evime bırakırdı.Buz mavisi renginde bizi çoğu kez yolda bırakan,20 yıllık yadigar bi minibüsü vardı.Arkasına tıka basa malları doldurur,tahmini ortalama 30 km ile pazarlara gider gelirdik.Pazara ilk gelen esnaf biz olsakta,pazardan en son çıkan da yine biz olurduk.Zamanımızı alan çok işimiz vardı.Sadece baharat değil ,tohumlar,bisküvi,çikolata,gofret,tahta kaşıklar ve küçük plastik ev eşyaları satardık.Bunların gün içinde paketlenmesi ,ve akşam toplanması çok zahmetli bir işti.En çok soğuk günler zor geçerdi. O zamanlar da ustam hep salep alırdı bana.Hava bilmem kaç dereceyken mısır koçanları,domates,ve bütün pazarın kokusu içinde,avucumun arasında içtiğim salebin tadını,içtiğim hiç bir salepte alamadım şu ana kadar .Yanımızdaki tezgahta Niğdeli Süleyman abi vardı.Patates ile soğan satardı .Adamın toplanması 15 dk.yı almıyodu.Biz ise bütün herkes gittikten sonra anca toparlanabiliyorduk.Bizim mahallenin pazarındayken ,sınıftan birini görünce (hele ki karşı cinsse) hemen utanırdım.Sanki ayıp bir şey yapıyormuşcasına kendimi ustamın arkasına saklar ,yere eğilir ,bişey düşürmüşüm gibi yapardım.İlk başlarda sessiz, utangaç olan ben ,haftalar geçtikçe iyice alışmaya,cırtlak sesimle megafon yutmuşcasına bağırmaya başlamıştım.''Uuurfa biberi ,Maraş biberii ,Antepp(bu kısım İbrahim Tatlıses'in söylediği şiveyle) biberi ,Kastamonu biberi ,Dep Dep biberi ,buyroooooannnn !! '' diye bağırır dururdum .Ben bile bu halime şaşırmıştım ama hoşuma da gitmişti.Haftalar geçtikçe pazarcılığın inceliklerini öğreniyor,pazarlık yapmak isteyen teyzelere beklemedikleri cevaplar vererek onları şaşırtıyordum.Artık , ''Mallarımız şahane ,bulamazsın bahane bayeeeeaaaannnnn !! '' diye bağırdıktan sonra ,etrafımdaki esnaf bile bana gülmeye ,işi kaptığımı söylemeye başlamıştı.O zaman kadın iç çamaşırı satsaydık ,ben o gazla sütyen takar, tezgahın üzerinde ''İkizlere takke '' diye bile bağırabilirdim sanırım.
               
               Yine bir çarşamba günü S. 'de pazar kurmuştuk.Akşam eve dönerken Ahmet Usta bana ''Al bu yevmiyen, bu da yol parası ,seni durağa bırakıcam,şu numaraya binersen eve gidersin ,benim işim var bugün evine bırakamıcam seni '' demişti .Ben durakta gelen otobüsleri iyice takip ediyor ,bir yandan da bi elim cebimde yevmiyemi sıkı sıkıya tutuyordum.Sanırım bi saatten fazla bi süre geçmişti.Artık yanımdakilerden birine sormaya karar vermiştim.''Şu numara buradan geçiyor mu'' dedim.Adam ,''Yavrum bu saatte geçmez o ,minibüse binip şurada inmen ,oradan da tekrar başka bi minibüse binmen lazım'' dedi.Ben o sırada ,sanki kaybolmuşum gibi duygu patlaması yaşayarak ağlamaya başladım.Herkes başıma toplandı.Kalabalığın ,''K.'de çok uzak nasıl gitsin çocukcağız'' ,''Saatte geç oldu ,yok mu anası babası bunun ayıptır yaa'' dediklerini duyuyorum o sıra.Ben hala bi köşede iki büklüm ne bok yiyeceğimi düşünürken sağolsun bi abi ''Evlat ,ben şuraya gidiyorum beraber gideriz minibüsle,seni de oradan şuraya bindiririm ,şoföre de söylerim seni K.'de indirir ''dedi .Adam o gün beni kaçırsa kaçırırdı istese.Neyse ki iyi bi adama denk geldim.Beraber minibüse biniyoruz,benim başım eğik,adam ikimizin parasını da veriyo.Beraber son durağa kadar gidiyoruz.Sonra abi ,beni başka bi minibüse bindirip yol paramı vererek kaptana ''Şunu K.'da indirirsin çocuk bilmiyo''diyo.O gün ilk kez ,kaybolmanın verdiği korkuyu bütün iliklerime kadar hissediyorum.Sonunda eve geliyorum.Eve de bişey söylemiyorum boşuna telaşlanmasınlar diye.Hemen yatağıma uzanıyorum.Sonra aklıma yol param geliyo.''Aaa harbi lan bedavaya geldim ta ordan buraya ,neyse yarın ateride bi kaç el Mustafa ,bi el Tekken,bi el Metal Slug ,bi el Street Fighter atarım parayla heheh '' diye iç geçiriyorum.Kısa bi süre sonra yorucu bi günün verdiği yetkiye dayanarak kendimi derin bir uykuya daldırıyorum.




17 Ağustos 2012 Cuma

Borazan Çiçeği





Küçükken büyüdüğüm mahallede eriklerine,dutlarına daldığımız,henüz Karadenizli bi müteahhitin giripte apartman yapmadığı,tek katlı,şirin evler vardı.İşte o bahçeli evlerde genelde turuncu renkte borazan çiçekleri olurdu.Hani içinden sadece ağzımızı tatlandıracak kadar bal çıkan o turuncumsu çiçekler.Biz de mahallenin götü kaşınan bir grup salağı olarak çiçeğin içine giren arıları yakalayıp plastik bi şişenin içine koyar,havasız bırakarak öldürürdük.Herkesin bi şişesi olurdu.Akşam ezanı okununca yakalama işlemi biter,sayım işlemine geçilirdi,her gün günün galibi seçilir, diğerlerine hava atarak evine giderdi.Aslına bakılırsa riskli bir işti.Çünkü arının,sen çiçeğin ağzını kapattığın sırada her an çıkıp elini sokma ihtimali de vardi.Çoğu kez elimizi kolumuzu kaptırmıştık arılara.Ama acısı geçtikten bi kaç gün sonra tekrar gruba katılır ,arıları öldürmeye devam ederdik.Uzun bi sopası olan yukarıdaki dalları indirerek daha fazla arı yakalayabiliyordu.Bu yüzden hepimizin üzerinde ismimiz yazan birbirinden güzel sopaları vardı.Akşam eve gitmeden mahalledeki boş arsanın ücra bi köşesine saklar ,o günün yarını tekrar sakladığımız yerden alırdık.Yine bir gün tam takım olay mahallindeydim.Yukarıdaki dallardan birini sopayla indirerek içinde arı olan bi çiçeği elimle kapatırken,arı o sırada çok hızlı hareket ederek elimin arasından kaçıverdi.Arıyla göz göze geldik.''Sokarsan,ölürsün'' dedim.''Senin için ölürüm'',dedi.Artık kaçış yoktu,kabullenmiştim.''Nereden istiyosun'',dedim.''Gözünün altından''dedi.''Kol olmaz mı '' dedim.''Bıktım hacı koldan,yeni tatlar peşindeyim''dedi.Gözlerimi kapattım ve yüzümü uzattım.Sokmadan son kez ''Elveda'' dedi.Hikayenin bundan sonraki kısmını hatırlamıyorum.Uyandığımda yanımda annem ve mahalleden bi kaç arkadaş yanı başımdalardı.Biraz doğrulup ayna istedim.Aynaya baktım ve kendimi Güney Kore'li memur bi çiftin şişman ortanca çocuğu gibi hissettim.Tek gözüm görünmüyordu resmen.O gün anneme söz verdim bi daha arı yakalamıcam diye.Şişlik geçene kadar dışarı çıkmam yasaklandı.Balkondan onları izledim bi kaç gün.Anneme her ne kadar söz versem de tekrar çocukların arasına katılıp günün lideri olmayı düşlüyodum.Şişen gözüm geçmiş,tekrar kendime gelmiştim.Fakat hala yasak devam ediyordu.Ellerimi arkama alarak 3-4 adımlık balkonda ,hapisteymişim misali Tatar Ramazan gibi volta atıyorum.Bi kamyonet duruyo evin önünde.Bakıyorum kasasında kum var.Önce ''Ohaa Murat ,saçmalama otur oturduğun yerde'' diyorum.Sonra çocuklara bakıyorum.''Bugün yenicem lan seni Yusuf'' diye bağırıyo bizim tıfıl Ahmet.İçeri geçiyorum.Çaktırmadan anneme bakıyorum.Mutfakta yemek yapıyo.Aklıma kırmızı kramponlarım geliyo.Sessizce ayakkabıları alarak balkona geçiyorum.Önce kramponları kamyonetin kasasına atıyorum,sonra ise kendimi.Dilimi çok kötü ısırıyorum.Ama evden kaçmayı başardığım için dilimin acısını o sırada pek hissetmiyorum.Kamyonetten aşağı iniyorum.Sopamı sakladığım yerden alıyorum.Bi şişe buluyorum ve günler sonra çeteye katılıyorum.Haliyle o günün galibi olamasam da,''İyi ki çıkmışım evden özlemişim lan heheh '' diyorum içimden.Eve geliyorum.Babam kapıda karşılayarak,''Ooo Murat bey ,gözünüz geçmiş ,yakışmıştı yaa tekrar mı çıkartsak he ne dersin '' diyo .Babamın yüzündeki ifadeyi,az sonra gözümü morartacak olan Mike Tyson gibi hayal ediyorum.Sonrası mı ,sonrasını hiiiiiç hatırlamıyorum işte :)valla lan :)



3 Ağustos 2012 Cuma

Bazen

Okurken şunu dinleyiverirsen daha bi güzel olur sanki ..

             Bazen,ilk yaptığın uçurtmayı uzun uğraşlar sonucu uçurabildiğinde yüzünde beliren tarifsiz tebessümü özlersin.Bazen,mahalleye gelen dönen salıncağa binip ,beş dakika sonra inmek zorunda olduğunda ,salıncaktan inmeyen mahallenin zengin puştunu hatırlar ,iç geçirirsin .Bazen,futbolcu kartlarında bütün mahalleyi köküp ,yüksek biyere çıkarak kapış yapan mahallenin Yıldırım abisini hatırlar iç geçirirsin .Bazen ,sınıfta Beslenme Kolu'nu çok istediğin halde öğretmeninin başka birini seçmesini içine sindiremediğin ilkokul günlerini özlersin.Bazen ,Beden dersini Cuma gününe koydukları için sevindiğin,bazen de pazartesi günü ilk iki derse koyanlara sitem ettiğin günleri özlersin.Bazen, dünyanın en gereksiz oyunlarından biri olan ''Simiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiitttttttttt '' oyununu oynayıpta tekme tokat giriştiğin sınıf arkadaşlarının şimdi evli,mutlu ve çocuklu olduğunu görünce tebessüm edersin .Bazen kola şişesinin içine doldurduğun misketleri sakladığın o günleri özlersin .Bazen ,yakalığın kopunca ''Alllaaaah ne dicem lan anneme bu sefer ? '' diye iç geçirdiğin o cuma günlerini özlersin.Bazen,komşunun çocuğuna sinir olmadığın günleri özlersin.Bazen ,üzerinde 20.000 in 1 yazan ama içinde 9-10 tane oyun olan atari kasetlerini düşünür,takas ettiğin günleri özlersin .Bazen de içinde taso varmı diye Yasin Bakkal görmeden mıncık mıncık ettiğin çitos paketleri gözünün önüne gelir.Bazen,bayram için alınan cicili bicili ışıklı ayakkabılarını bayramdan önceki gece yatağının başucuna koyarak,''Yarın bayram,hemen uyursam hemen bayram olur ''diye iç geçirdiğin o arife gecelerini özlersin.Bazen,elinde poşetle mahallede şeker toplamaya başladığında bi teyzenin,çocukluğunda en sevdiğin ''Ender''marka çikolatasını verdiğini hatırlar ,iç geçirirsin .Bazen ,bütün aile izlediğin Kemal Sunal filmlerini özlersin.Bazen,''Büyüyünce ne olacaksın''sorusuna verdiğimiz ''doktoy olucam'' cevabını bile özlersin.Bazen,''İsveç,Norveç,Danimarka,Belçika Belçika Hollanda ,Türkiye'nin Başkenti ,Ankara'dır Ankara''diye başlayan tekerlemeleri bile özlersin.Bazen yakartop oynarken ''çingene pembesi''diye bağıran mahallenin kıl çocuğunu bile özlersin.
            Bazen ,sabaha karşı dışarıda kuşlar sabahın en güzel parçalarını seslendirirken,bir ay boyunca yağmayan yağmur ,bu satırları yazarken yağmaya başlayınca ,balkona çıkar ,kafanı dışarı çıkarır ,istemdışı gülümsersin .Bazen ,buzdolabına abur cubur yemek için gitmeye üşendiğinde ''Neyse çişim gelsin ikisini aradan çıkarırız ''diye kendini kabullendirirsin.Bazen ,sabahın altısında sen daha yatmamışken ,gözü kapalı işe giden komşunu görünce iç geçirirsin.Bazen,sabahın köründe alarm çaldığında ''Bu mu lan yaşamak istediğim hayat ?'' diye sorarsın kendi kendine ,bi cevap bulamazsın yine,kalkar hazırlanırsın işe gitmek için .Bazen ,aradan yıllar geçmesine rağmen ''O''nu hatırlatacak bişey gelir aklına ,her ne kadar unutsanda için cız eder,''Nerde acabaa ne yapıyo şimdi ? diye iç geçirirsin ,Bazen ,Kız Kulesi'nin oraya gider ,Salacak'ta çay bahçesinden bi çay alır ,köşedeki simitçiden de bi simit alırsın ,sahile geçersin ,açarsın bir türkü sessizce,derdini en iyi arkadaşına değil ,kayalara çarpan dalgalara anlatırsın .Bazen ,keşke yanımda olsaydı dersin ..özlersin lan işte,illa bi sebebi mi olcak ,özlersin işte .