18 Ağustos 2012 Cumartesi

Kayıp Çırak


Küçükken bi ara pazarda baharatçıda çalışmıştım.Kışları sadece pazar günleri bizim mahallenin pazarına,yazları ise haftanın 4-5 günü başka pazarlara giderdim.Ustamın adı Ahmet'ti.Ak sakallı çok baba bi adamdı .Beni evimden alır evime bırakırdı.Buz mavisi renginde bizi çoğu kez yolda bırakan,20 yıllık yadigar bi minibüsü vardı.Arkasına tıka basa malları doldurur,tahmini ortalama 30 km ile pazarlara gider gelirdik.Pazara ilk gelen esnaf biz olsakta,pazardan en son çıkan da yine biz olurduk.Zamanımızı alan çok işimiz vardı.Sadece baharat değil ,tohumlar,bisküvi,çikolata,gofret,tahta kaşıklar ve küçük plastik ev eşyaları satardık.Bunların gün içinde paketlenmesi ,ve akşam toplanması çok zahmetli bir işti.En çok soğuk günler zor geçerdi. O zamanlar da ustam hep salep alırdı bana.Hava bilmem kaç dereceyken mısır koçanları,domates,ve bütün pazarın kokusu içinde,avucumun arasında içtiğim salebin tadını,içtiğim hiç bir salepte alamadım şu ana kadar .Yanımızdaki tezgahta Niğdeli Süleyman abi vardı.Patates ile soğan satardı .Adamın toplanması 15 dk.yı almıyodu.Biz ise bütün herkes gittikten sonra anca toparlanabiliyorduk.Bizim mahallenin pazarındayken ,sınıftan birini görünce (hele ki karşı cinsse) hemen utanırdım.Sanki ayıp bir şey yapıyormuşcasına kendimi ustamın arkasına saklar ,yere eğilir ,bişey düşürmüşüm gibi yapardım.İlk başlarda sessiz, utangaç olan ben ,haftalar geçtikçe iyice alışmaya,cırtlak sesimle megafon yutmuşcasına bağırmaya başlamıştım.''Uuurfa biberi ,Maraş biberii ,Antepp(bu kısım İbrahim Tatlıses'in söylediği şiveyle) biberi ,Kastamonu biberi ,Dep Dep biberi ,buyroooooannnn !! '' diye bağırır dururdum .Ben bile bu halime şaşırmıştım ama hoşuma da gitmişti.Haftalar geçtikçe pazarcılığın inceliklerini öğreniyor,pazarlık yapmak isteyen teyzelere beklemedikleri cevaplar vererek onları şaşırtıyordum.Artık , ''Mallarımız şahane ,bulamazsın bahane bayeeeeaaaannnnn !! '' diye bağırdıktan sonra ,etrafımdaki esnaf bile bana gülmeye ,işi kaptığımı söylemeye başlamıştı.O zaman kadın iç çamaşırı satsaydık ,ben o gazla sütyen takar, tezgahın üzerinde ''İkizlere takke '' diye bile bağırabilirdim sanırım.
               
               Yine bir çarşamba günü S. 'de pazar kurmuştuk.Akşam eve dönerken Ahmet Usta bana ''Al bu yevmiyen, bu da yol parası ,seni durağa bırakıcam,şu numaraya binersen eve gidersin ,benim işim var bugün evine bırakamıcam seni '' demişti .Ben durakta gelen otobüsleri iyice takip ediyor ,bir yandan da bi elim cebimde yevmiyemi sıkı sıkıya tutuyordum.Sanırım bi saatten fazla bi süre geçmişti.Artık yanımdakilerden birine sormaya karar vermiştim.''Şu numara buradan geçiyor mu'' dedim.Adam ,''Yavrum bu saatte geçmez o ,minibüse binip şurada inmen ,oradan da tekrar başka bi minibüse binmen lazım'' dedi.Ben o sırada ,sanki kaybolmuşum gibi duygu patlaması yaşayarak ağlamaya başladım.Herkes başıma toplandı.Kalabalığın ,''K.'de çok uzak nasıl gitsin çocukcağız'' ,''Saatte geç oldu ,yok mu anası babası bunun ayıptır yaa'' dediklerini duyuyorum o sıra.Ben hala bi köşede iki büklüm ne bok yiyeceğimi düşünürken sağolsun bi abi ''Evlat ,ben şuraya gidiyorum beraber gideriz minibüsle,seni de oradan şuraya bindiririm ,şoföre de söylerim seni K.'de indirir ''dedi .Adam o gün beni kaçırsa kaçırırdı istese.Neyse ki iyi bi adama denk geldim.Beraber minibüse biniyoruz,benim başım eğik,adam ikimizin parasını da veriyo.Beraber son durağa kadar gidiyoruz.Sonra abi ,beni başka bi minibüse bindirip yol paramı vererek kaptana ''Şunu K.'da indirirsin çocuk bilmiyo''diyo.O gün ilk kez ,kaybolmanın verdiği korkuyu bütün iliklerime kadar hissediyorum.Sonunda eve geliyorum.Eve de bişey söylemiyorum boşuna telaşlanmasınlar diye.Hemen yatağıma uzanıyorum.Sonra aklıma yol param geliyo.''Aaa harbi lan bedavaya geldim ta ordan buraya ,neyse yarın ateride bi kaç el Mustafa ,bi el Tekken,bi el Metal Slug ,bi el Street Fighter atarım parayla heheh '' diye iç geçiriyorum.Kısa bi süre sonra yorucu bi günün verdiği yetkiye dayanarak kendimi derin bir uykuya daldırıyorum.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder