23 Temmuz 2012 Pazartesi

Pazar Arabası

           







                Mahalledeki çocukları bizim sokakta inşaatı uzun zamandır durmuş bi binanın bodrum katında topluyorum.Amacım aşağı mahalledeki çocukları da buraya çağırarak teke tek dövüş müsabakaları düzenlemek ,bi nevi Dövüş Kulübü hesabı .Ben de Tyler Durden karakteriyim ,götüm stratosferde yani o biçim kalkmış anlayacağın .Geçenlerde bizim kartelin eriklerine dalarken görmüştüm bi kaç kez ipneleri .Zaten kılım hepsine.Yer misin yemez misin hesabı sırayla indiriyorum hepsini .Bi tane dallama geliyo bu sefer ,lakabı Sarı Sefa .Beni yere indiriyo bu puşt,bi sağdan bi soldan tokatlıyo beni .En son tokat biraz daha sert geliyo .Gözlerimi açıyorum güç bela.Sefa sandığım el annemin eliymiş meğer ,''uyan'' diyo annem, Sefa kadar olmasada beni tokatlayarak ''kalk, kahvaltı hazır iki ekmek bi süt al ,ekmeği Yasin bakkaldan al taş ekmeği olsun ,yanıklarından alma !.. '' diyo .Ben yatakta oturur pozisyona geliyorum .Kendime gelene kadar halıya uzun bi süre melül melül bakıyorum .Saniyeler önce herkesi deviren götü kalkmış Tyler Durden olan ben ,şimdi ağzının kenarından salyalar akan ,sanki ailesinin ''ekmek almak için dünyaya getirdiği ,orta 3 'e giden çocuğu oluyorum .Ekmek ile sütü alıyorum .Güzel bi pazar kahvaltısı yapıyoruz tüm aile .Kahvaltıdan sonra mahalle maçında ne giyeceğimi ayarlamak için odama geçiyorum .Bakıyorum bi kaç formaya.Kırmızı renkli Okocha kramponumu siliyorum .Ardından annem içeri giriyor ve az sonra söyleyeceği o cümlenin tüm kelimeleri beynimde yankı yaparmışçasına tüm vücudumda sirayet ediyor : ''Akşamüstü pazara gidicez biyere ayrılma '' ''Ama anne mahalle maçım var akşamüstü şimdi gidelim ''diyorum ,''Şimdi olmaz ,akşamüstü gidicez,akşam pazarı oluyo ,ucuz alırız ,hem şimdi çok güneş var ''diyo .''Ama annee ,deyip son şansımla son yakarışıma başlamayı düşünürken annem kapıyı ''zannnnk ''diye kapatarak cevabını vermiş oluyo ..
                
               Sabah ekmek almaya gönderilmek için dünyaya getirildiğini düşünen ben ,şimdi de ,tekerine çürük domates yapışmış,dibinde kurumuş soğan kabukları olan ,rengi solmuş eflatun yeşil şeritli bir pazar arabası yerine kullanılmak için dünyaya getirildiğimi hissediyorum.O sırada bizim çocuklar cama taş atmaya başlıyo.Pencereye çıkıyorum ,''Hadi Murat !.., biraz antrenman yapalım akşamki maç için ,önemli maç malum ,Sefa'lar geçen haftanın intikamını alacaklarmış sözde hehehe '' diyen Onur 'a ,''ben gelemicem kardeşim,akşama pazara gitmem lazım annemle ,izin de alamadım ,siz bensiz idare edin bu hafta '' diyorum.

             Akşamüstü oluyo.Annemle hayatımda en sevmediğim yere giriş yapıyoruz.Annemin hem hamalı ,hem de en ucuz patates ,domates ,soğan ,biber ,sebze ,meyve fiyatlarını aklında tutan muhasebe elemanı gibi hissediyorum kendimi.Anneler ,neyin nerede en ucuz olduğunu,bütün pazarı tavaf ettikten sonra üst üste sorarlar .Halbuki orta 3'e giden bi velettim. O kadar şeyi nasıl aklımda tutabilirdim ki ?Domates almak için bi yerde duruyoruz.Annem domatesleri seçerken ,gözüm o kalabalıkta birine takılıyo.Eda'yı görüyorum.7-A 'daki eski sevgilim .Hemen gözlerimi tartıyı ayarlayan domatesçiye çeviriyorum ama o da beni görüyo .Bizim yanımıza doğru geliyorlar.Annesi anneme ''Allah belanı versin oğlunun !...Kızıma ne vaadler vermiş ,sonra bi peçete gibi kullanıp atmış '' demedi lan tabi sakin olun heheh ..''Nasıl domatesler iyi mi ''diye soruyo.Annem de ''en iyisi bu gibi ben alıyorum bi 3 kilo ''diye cevap veriyo .Pazardaki tüm kadınlar gibi bizimkiler de ,sanki birbiriyle yıllardır tanışıyomuş gibi bi sohbete giriyolar .Biz iki pazar arabası ise her ne kadar birbirimizden gözlerimizi kaçırsakta ,arada birbirimizi kesiyoruz .Sanki çok ayıp bişey yapıyomuşum gibi ,yer yarılsa da yerin dibine girsem diye düşünüyorum o an .Bizimkiler koyu bi sohbete dalınca anneme ilerdeki ''Üüç tane bi milyoooaaan '' diye bağıran çorapçının yanına gideceğimi söylüyorum .En azından artık çok yakında değildik .Aramızda bi patatesçi ile baharatçı bi amcanın tezgahı vardı .Neyse ki annem domatesi almayı bitirip elime sıkıştırınca onlardan biraz olsun uzaklaşıyoruz .Ben domates poşetine parmağımda yer edinmeye çalışırken ,içimden ''Allahım inşallah bi daha karşılaşmayız '' diye dua ediyorum .Fakat o dua pek işe yaramıyo o gün .4 kere karşılaşıyoruz.Bitsin şu işkence diyorum içimden .Artık takatım kalmıyo.Pazar arabasının tekerlekleri misali ,ha bire çadırların demirlerine çarpıyorum.Neyse ki annem ''tmm gidelim artık ''dediğinde biraz olsun seviniyorum.Bir anne pazarda ''tmm gidelim'' dediği zaman son bişey almadan gitmeyeceğini benim gibi tecrübeliler bilir .En azından son bişeyi alıp gidicez diye seviniyorum içimden .Pazarın çıkışından bi kavun alıyoruz.Artık işkence sona eriyo .
            
            Eve zor atıyorum kendimi .Hemen mahalleye çıkıyorum .Mahalle maçını soruyorum 10'a -7 yendik diyo Onur.Çok seviniyorum.Üstüne de ''Maçtan sonra kavga çıktı ,çoğu kaçtı ,Sefa'yı çok kötü dövdük,ağzını burnunu kırdık '' diyo .Bu kadar berbat bi pazar maceramdan sonra bu haber biraz olsun yorgunluğumu alıyo.''Tokatlasaydınız ibneyi'' diyorum.Onur '' Ne ? '' diyo.''Neyse boşver ''diyorum.O sırada Eda geçiyo biraz ileriden annesiyle ,5 oluyo bugün .Son kez bakışıyoruz ,o yaz taşınmışlardı bizim oralardan .


           Küçükken ki pazar sendromu ,şimdi yerini pazartesi sendromuna bıraktı .Küçükken ki Yasin bakkal ,şimdi yerini süpermarketlere bıraktı .Küçükken ki mahalle maçında ettiğimiz kavgalar ,oynadığımız oyunlar,daldığımız erikler ,kolalı meybuzlar,futbolcu kartları ,misketler,tasolar ;şimdi yerini Google 'a  ''Hadise frikik ''yazan ,mynette bütün gün okey oynayan ,facebookta otu boku paylaşanlara bıraktı .Küçükken televizyonda bütün aile izlediğimiz Kemal Sunal filmleri ,şimdi yerini ,bi odada diz üstünde ben ,diğer odada diz üstünde kardeşim ,aynı odada masaüstünde küçük kardeşim ,oturma odasında elinde kumanda babam ,ve bizi bir araya toplamaya çalışan biricik annemin çabalarına bıraktı .
             













1 yorum: